Temkin Vakti

Temkin nedir? Temkin vakti ne demek? Hicri takvim hesaplamaları

Temkin Müddeti Nedir?

Güneşin merkezinin hakîkî ufukta olmasından sonra, arka (üst) kenârının temkin mikdârı kadar (irtifâ’ zâviyesi kadar) dahâ aşağıya, ya'nî şer’î ufka inerek, güneş ışığının en yüksek tepeden kaybolması için geçen zemâna Temkin Müddeti denir.
Hakîkî ufuk: Astronomik hesâblarda kullanılan, bulunulan mahallin şâkülüne (çekül doğrultusuna), dünyânın merkezinden dik olan düzlemdir.
Şer’î ufuk: Bir mahallin en yüksek yerinden görünen ufuktur. Bir şehrde bir aded şer’î ufuk vardır. Namaz vaktlerinin ta’yîninde hakîkî ufkun değil, şer’î ufuk hattının kullanılacağı (İmdâd) hâşiyesinde yazılıdır.
Hakîkî Vakt: Astronomik formüllerle, hakîkî ufka göre hesâblanan vaktdir.
Şer’î Vakt: Şer’î ufka göre alınan, şer’î irtifâ’lar (yükseklik açıları) kullanılarak hesâb edilip bulunan vaktlere denir.
İrtifâ’ zâviyesi: Temkin müddetinin 4 unsurunun, cebrik toplamının açı cinsinden netîcesidir.
Temkin müddeti, 4 unsurdan meydana gelir. Bunlar;

TAKVİMDEKİ NAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA AÇIKLAMALAR

Takvimdeki namaz vakitlerinin hesabı İmâm-ı Âzam, İmameyn (İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed) ve Eimme-i selâse (İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve İmam Ahmed b. Hanbel rahmetullâhi aleyhim)'in ictihatlarına ve Hey'et (Astronomî) ilmi esaslarına uyularak yapılmıştır. Yatsı vakti için güneşin 17 derece ufkun altına indiği, imsak vakti için de 19 derece ufka yaklaştığı anlar hesaba esas alın- mıştır. Ayrıca, beldenin arz üzerindeki yayılma durumu ile irtifâ farklılıkları da nazar-ı dikkate alınarak lüzumlu temkinler vakitlere ilâve edilmiş veya çıkarılmıştır.

Tatbik edilmiş bulunan bu temkinlere göre;

Öğle, ikindi ve yatsı namazı vakitlerine 10'ar dakika, akşam namazı vaktine 7 dakika ilâve edilmiş; imsaktan 10 dakika, güneşin doğuşundan da 5 dakika çıkarılmıştır.

“Temkin Müddeti” hakkında zarûrî malûmat

Fıkhen namaz vaktleri rü’yet ile, ya'nî alâmetlerin semâ küresinde görülmesi ile başlamaktadır. Bu teşekkül eden vaktlerde namazlar kılınır. Alâmetlerin gökyüzünde görülmesi ayrı bir hâdise, bu ânın astronomik formüllerle hesâblanması temâmen farklı ve ayrı bir hâdisedir. Vakt fıkhen belirtilen alâmetlere göre teşekkül etmişse, bu teşekkül eden vakte, ayrıca Temkin Müddeti diye herhangi bir müddetin ilâve veyâ çıkarılmasına lüzum yoktur. Ancak, vaktin teşekkülü görülerek tesbit edilemezse, ya'nî güneşi ve ufku görmeyenler ve takvim hâzırlayanlar için, bu fıkhî alâmetlerin teşekkül ettiği vaktlerin, hesâbla bulunması mecburiyeti vardır. İşte temkin müddeti, bu hesâblamalarda ortaya çıkan ve kullanılması zarûrî müddettir. Bu müddetin kullanılması ise, ilmî ve astronomik bir mecburiyettir. İhtiyat müddeti değildir. Temkin müddeti, hesâbla bulunan vakti, gökyüzünde namaz vakti alâmetlerinin bulunduğu vakte getirmektedir.

“Temkin Müddeti”nin 4 unsurunun îzâhı

Birinci Unsur : Güneşin görünen yarı çapı (Güneşin Nısf-kutr-ı zâhirîsi),

“Temkin Müddeti” hakkında teferruatlı malûmat

Bir şehirde bir tek şer’î ufuk ve o şehre âid olan bir tek temkin müddeti vardır.

TEMKİN MÜDDETİNİN HESÂBI

Ahmed Ziyâ beğ diyor ki, (İnhitât-ı ufuk – alçalmış ufuk - zâviyesinin açı sâniyesi cinsinden kıymeti, râsıdın bulunduğu yerin ufk-ı hissîden metre olarak irtifâ’ının kare-kökünün 106,92 ile çarpımına müsâvîdir). İstanbuldaki râsıda yakın olan en yüksek yer Çamlıca tepesi olup, yüksekliği 267 metredir. En büyük inhitât-ı ufuk zâviyesi 29 dakîka olur. Reîs-ül-müneccimîn Tâhir efendi, her günün temkinini hesâb ederek, 1283 [m.

HİCRİ TAKVİM NEDİR

Hicri Takvimi Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvim sistemidir. Hicri Takvim; Hicri Semsi ve Hicri Kameri Takvim olmak üzere ikiye ayrılır:

Hz. Peygamber, Safer ayinin 27.günü Hz. Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret etmek üzere Mekke'den ayrılmış, 4 gece Sevr Mağarası'nda kalmış. 1 Rebiülevvel Pazartesi günü Sevr Mağarasından Medine'ye doğru yola çıkmışlardır. 8 Rebiülevvel / 20 Eylül 622 Pazartesi günü Küba köyü'ne gelmiş. Burada Küba Mescidi'ni inşa etmiş ve 12 Rebiülevvel Cuma günü Medine'ye doğru hareket etmişlerdir.

1- Hz. Peygamberin Küba'ya geliş günü olan 20 Eylül 622 tarihini, Hicri sene başlangıcı
olarak kabul eden ve dünyanın güneş etrafındaki dolanımını esas alan Takvim sistemine Hicr-i Semsi Takvim denilmektedir.

Dinî Bayramlarımızın Günlerini Tesbit (Ru'yetu'l-hilâl)

Birinci sorunun cevabı:
Birinci sorunuza kesin bir cevap vermek mümkün değildir.
Ancak, meselenin anlaşılabilmesi için bazı yardımcı sorularla konuyu etraflıca ortaya koymakta fayda mülahaza ediyorum:
İslâm dinine göre dini günler ve bayramlar hangi esaslara göre tesbit edilir?
Kur'ân-ı Kerîm'de "Allah katında ayların sayısı 12'dir" anlamındaki âyette geçen "şehr" kelimesi Arap dilinde ayın dünya etrafındaki bir tam turuna verilen isimdir. Bu anlamda Kur'ân-ı Kerîm'de bahsedilen 12 aylık süre kamerî yıl adını verdiğimiz ay senesidir. Böylece, oruç, hacc gibi belirli zamanlara tahsis edilen ibadetlerin zamanlarının tayini kamerî yıl esasına göre yapılacak demektir.

Hilal Gözetleme,Hesap ve Rüyet

Ne yazık ki İslamî meseleleri delile ve akl-ı selime dayalı olarak konuşma/müzakere etme olgunluğuna toplum olarak ve Müslümanlar olarak ulaşabildiğimizi söylemek hayli zor. Tuttuğumuz tarafı, benimsediğimiz bakış açısını "ne pahasına olursa olsun" savunmayı "dinî bir vecibe" biliyoruz. Oysa söz konusu olan, Allah´ın dindir ve bu alanda hiç kimse keyfine göre hareket etme hürriyetine sahip değildir.

Hilal gözetleme meselesi ülkemizde ve İslam aleminde bir türlü çözüme kavuşturulamadı. Hilalin çıplak gözle görülmesi gerektiğini savunanlar, hesaba itibar edilmeyeceğini söylüyor ve ulemanın bu doğrultudaki beyanlarını öne sürüyor. Karşı taraf ise teknolojik imkânların, hilalin tesbitini hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde mümkün kıldığını, dolayısıyla "ümmî" gibi davranmayı bırakarak teknolojiye teslim olmamız gerektiğini ileri sürüyor.

Hilal görülünce Ramazan başlar

Sual: Ramazanın başlamasında hesaba, takvime göre mi hareket edilir, yoksa hilalin görülmesine mi itibar edilir?
CEVAP

Araplar'ın hilal hesabı şaştı, bayram bir gün ertelendi!

Ayın hareketine göre hesap yapan Arap dünyası her sene Ramazan Bayramı'nı bir gün önce kutluyordu. Ancak hilal bir gün geç görününce İslam dünyasının bayramı bu yıl aynı güne denk geldi

Hemen her sene olduğu gibi bu yıl da başta Suudi Arabistan olmak üzere İslam ülkelerinin pek çoğu oruca bizden bir gün erken başladı. Çünkü Araplar Ramazan'ın başladığı ve bittiği tarihi ayın heraketine göre belirliyor. Hilal göründüğü gün oruca başlanıyor, ay tekrar hilal halini aldığında da bayram başlıyor. Fakat bu sene hesapları tutmadı. Hilal bir gün geç göründü. Böylece de tüm İslam dünyası bayramı aynı gün kutlamaya başladı. İslam alimlerine göre hilalin geç görünmesinin nedeni şu: Ay dünya etrafındaki bir turu 29.5 gün. Bu yarım günlük fark, gün değişimine dünyanın farklı bölgelerinde farklı zamanlarda görülüyor. Müslüman ülkeler arasındaki Ramazan başlangıcı ve bayram tarihleri arasındaki farklılıkları İslam bilimcilerine sorduk.

İslam alimleri bu hesaba ne diyor?

RÜ'YET-İ HİLAL Nedir Hakkında Bilgi

Hilal'in görülmesi. Hilal; ay'ın batı tarafında göründüğü sıradaki halidir. İkinci ve üçüncü günü ay'a da aynı isim verilir. "Rü'yet" görme anlamındadır. Rü'yet-i hilal de bu hilallerin izlenerek çıplak gözle görülmesi anlamında bir İslâm fıkıh terimidir.

Güneş ve ayın hareketleri bütün toplumlarda ay ve yıl hesapları için bir ölçüt olarak kabul edilmiştir. Kamerî takvim, ay ve yıl hesaplarında ayın hareketlerini esas alan takvimdir. İslâm dininin temel ibadetlerinden olan oruç ve hac ibadetlerinin vakitleri, ayın dünya etrafındaki dönüşlerine göre belirlenmiştir. Kur'ân'da şöyle buyurulmaktadır: "Sana hilalleri soruyorlar. De ki: Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir" (el-Bakara, 2/ 189).

Kameri aylar, hilalin batıda görülmesiyle başlar. Hilalin tekrar batıda görünmesi bazen yirmi dokuz bazen de otuz gün sürdüğünden, kameri ayın başlangıcını tesbit etmek ancak onu sürekli izlemekle mümkündür.

Kurban bayramını tespit

Sual: Ramazan gibi, kurban bayramının hilali de, dünyanın bir yerinden görülünce, her yerde görülmüş sayılmıyor mu?
CEVAP
İslam Ahlakı kitabında İbni Âbidin hazretlerinden alınarak bildiriliyor ki:
İmam-ı Sübki hazretleri, (Şabanın 30. gecesi hilali gördüğünü bildiren olsa, hesapla da, hilalin bir gece sonra doğacağı tespit edilse, burada hesaba inanılır, çünkü hesapla anlaşılan kesindir. Doğmadan bir gece önce görülmesi imkânsızdır) buyurdu. Şems-ül-eimme Halvani hazretleri de, (Ramazan ayının başlaması, hilalin görülmesiyle olur. Hilalin doğmasıyla başlamaz. Hesap hilalin doğduğu geceyi bildirdiği için, Ramazan ayının başlaması hesapla anlaşılamaz. Herhangi bir yerde hilal görülünce, dünyanın her yerinde oruca başlanır, fakat hac, kurban ve namaz vakitleri böyle değildir. Bunlar, vakitlerinin bir yerde malum olmasıyla, başka yerlerde de böyle olmaları gerekmez) buyurdu. (Redd-ül-muhtar)

Yine hilal tartışması!

İslam dünyası ikiye bölündü

İran, “Hilal görülmedi, Ramazan başlamadı” dedi, Türkiye dahil diğer ülkeler astronomik hesapları baz alarak oruç tutmaya başladı.

İSLAM dünyasında Sünni ülkeler dün itibarıyla oruç tutmaya başlarken Şii alemi ise Ramazan’ı bugün başlatacak. Bu ayrılığın sebebi ise Hz. Muhammed’in ‘Hilali görünce oruç tutunuz, hilali görünce bayram ediniz. Hava kapalı olursa içinde bulunduğunuz ayı 30’a tamamlayınız’ hadisinin farklı yorumlanması. Diyanet İşleri Başkanlığı ay ve dünyanın hareketlerini baz alan matematiksel hesaplamalarla hilalin ilk görüneceği tarihi hesaplayarak Ramazan’ın başladığı tarihi ilan ederken, İran’da ise ‘Hilal tespit etme komitesi’ adı verilen bir kurum, hilalin ilk göründüğü tarihi bildirdiğinde oruç tutmaya başlıyor. Şii mezhebine mensup diğer ülkeler de İran’dan gelen haberle Ramazan’ı başlatıyor.

Ramazan-I Şerif Ayının Tespitinde Hesaba İtibar Edilir Mi?

Müslim'in rivayet etmiş olduğu bir hadis-i şerifte:

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رضى الله عنهما قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الشَّهْرُ تِسْعٌ وَعِشْرُونَ فَإِذَا رَأَيْتُمُ الْهِلاَلَ فَصُومُوا وَإِذَا رَأَيْتُمُوهُ فَأَفْطِرُوا فَإِنْ غُمَّ عَلَيْكُمْ فَاقْدِرُوا لَهُ

Abdullah b. Ömer (Allah onlardan razı olsun)'den rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu: Ay yirmi dokuz gündür. Hilali gördüğünüzde oruç tutun ve yine gördüğünüzde iftar edin. Hilali göremediğinizde takdir edin.[1]